HZ. MEHDİ (A.S.)'IN GELİŞİNE VE İSLAM AHLAKININ DÜNYA HAKİMİYETİNE İŞARET EDEN KURAN AYETLERİ | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Allah içinizden iman edenlere ve salih amelde bulunanlara vaadetmiştir: “Hiç
şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa,
onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için
seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak
ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir...” (Nur Suresi, 55) Ve seveceğiniz bir başka (nimet) daha var: Allah'tan 'yardım ve zafer (nusret)' ve yakın bir fetih. Mü'minleri müjdele. (Saff Suresi, 13) Andolsun, Biz Zikir’den sonra Zebur'da da: "Şüphesiz Arz'a salih kullarım varisçi olacaktır" diye yazdık. (Enbiya Suresi, 105) Andolsun, gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir: “Gerçekten onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır. Ve hiç şüphesiz; Bizim ordularımız, üstün gelecek olanlar onlardır.” (Saffat Suresi, 171-173) Allah, yazmıştır: "Andolsun, ben galip geleceğim ve elçilerim de." Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır. (Mücadele Suresi, 21) Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen O'dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam'ı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile. (Saff Suresi, 9) Ki O, elçilerini hidayetle ve hak din ile, diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. Şahid olarak Allah yeter. (Fetih Suresi, 28) Müşrikler istemese de o dini (İslam'ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O'dur. (Tevbe Suresi, 33) Ve onlardan sonra sizi o arza mutlaka yerleştireceğiz. İşte bu, makamımdan korkana ve tehdidimden korkana ait (bir ayrıcalıktır). Fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti. (İbrahim Suresi, 14-15) Allah'ın yardımı ve fetih geldiği zaman, Ve insanların Allah'ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde, hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir. (Nasr Suresi, 1-3) Şüphesiz, Biz sana apaçık bir fetih verdik. Öyle ki Allah, senin geçmiş ve gelecek (her) günahını bağışlasın, üzerindeki nimetini tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola yöneltsin. Ve Allah, sana 'üstün ve onurlu' bir zaferle yardım etsin. (Fetih Suresi, 1-3) ... Fakat Allah, sizin bilmediğinizi bildi, böylece bundan önce size yakın bir fetih (nasib) kıldı. (Fetih Suresi, 27) ... Bu yurdun sonu kimindir, inkar edenler pek yakında bileceklerdir. (Rad Suresi, 42) De ki: "Hak geldi, batıl yok oldu. Hiç şüphesiz batıl yok olucudur." (İsra Suresi, 81) Kendisine bereketler kıldığımız yerin doğusuna da, batısına da o hor kılınıp-zayıf bırakılanları (müstaz'afları) mirasçılar kıldık... (Araf Suresi, 137) Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor. (Tevbe suresi, 32) Onlar, Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, Kendi nurunu tamamlayıcıdır; kafirler hoş görmese bile. (Saff Suresi, 8) Ve sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve daha ayak basmadığınız bir yere mirasçı kıldı. Allah, her şeye güç yetirendir. (Ahzab Suresi, 27) Allah, suçlu-günahkarlar istemese de, hakkı (hak olarak) Kendi kelimeleriyle gerçekleştirecektir. (Yunus Suresi, 82) Onlar ki, yeryüzünde kendilerini yerleştirir, iktidar sahibi kılarsak, dosdoğru namazı kılarlar, zekatı verirler, ma'rufu emrederler, münkerden sakındırırlar. Bütün işlerin sonu Allah'a aittir. (Hac Suresi, 41) Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz. (Al-i İmran Suresi, 139) |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
NUR SURESİ, 55. AYETİN TEFSİRİ
Allah içinizden iman edenlere ve
salih amelde bulunanlara vaadetmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri
nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve
iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini
kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından
sonra güvenliğe çevirecektir... (Nur Suresi, 55)
vaadallâhu (vaade allâhu): Allah vaad ettiKuran'ın birçok ayetinde bildirildiği gibi Allah'ın vaadi haktır ve Allah vaadinden dönmeyendir. fî el ardı: yeryüzünde Tüm yeryüzüne, istisna olmadan her yere hakim olunması. le yestahlifenne-hum: onları mutlaka halife tayin edecek Halife kelimesinin sözlük anlamı: Allah'ı "Hakimiyet'in Mutlak ve Yegane Sahibi" kabul ederek, O'nun verdiği güç ve yetkiyi O'nun koyduğu yasalara uygunluk içinde kullanmak. Ayette salih müminlerin hükümranlığı, üstünlüğü, galibiyeti ve hakimiyeti anlamında kullanılmaktadır. Yüce Allah'ın istediği sistemi kursunlar, O'nun dilediği adil düzeni uygulasınlar ve yüce Allah'ın yarattığı günden itibaren kendilerine belirlediği olgunluk düzeyine insanlığı ulaştırsınlar diye onları da yeryüzüne egemen kılacağını söz vermiştir. Onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak Lafzen, “onları yeryüzünde işbaşına getireceğine” -yani, onların güç ve emniyet kazanmalarını sağlayıp böylece tüm dünyaya hakim duruma getireceğine. Farklı tefsirler: Kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına (Diyanet İşleri tefsiri) Kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi, kendilerini de yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını (Elmalılı Hamdi Yazır tefsiri) ve leyumekkinenne lehum dînehumullezîrtedâ: Kendileri için seçtiği dinlerini sarsılmaz temellere oturtacağını vaadetti Dinin yeryüzünde sağlam temellere oturması; kalplere yerleşmesi, hayatı düzenleyip yönlendirecek konuma gelmesi ile gerçekleşir. Şu halde yüce Allah onları yeryüzüne egemen kılmayı ve kendileri için seçtiği dinin hükümran olmasını vaadetmiştir. Vaadallâhullezîne âmenû minkum ve amilûs sâlihâti leyestahlifennehum fil ardı kemestahlefellezîne min kablihim, ve leyumekkinenne lehum dînehumullezîrtedâ lehum ve le yubeddilennehum min ba’di havfihim emnâ(emnen), ya’budûnenî lâ yuşrikûne bî şey’â(şey’en), ve men kefere ba’de zâlike fe ulâike humul fâsikûn(fâsikûne).
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
SAFF SURESİ, 13. AYETİN TEFSİRİ
"Ve seveceğiniz bir başka (nimet) daha var: Allah'tan 'yardım ve zafer (nusret)' ve yakın bir fetih.
nasrun mina(A)llâhi Mü'minleri müjdele". (Saff Suresi, 13) Nusrat: Yardım. Cenab-ı Hakkın yardımı, hususen ruhani muavenet. Zafer, galebe, fetih, üstünlük, başarı, düşmana gâlib olmak. ve fethun karrîb(un) Karib: Çok yakın BİR SONRAKİ AYETTE İSE HZ. İSA (AS)'IN HAVARİLERİNDEN BAHSEDİLMEKTE, AYETİN SONUNDA DA "Sonunda Biz de iman edenleri düşmanlarına karşı destekledik, onlar da üstün geldiler" BUYRULMAKTADIR. Ey iman edenler, Allah'ın yardımcıları olun: Meryem oğlu İsa'nın havarilere: 'Allah'a (yönelirken) benim yardımcılarım kimlerdir?' demesi gibi. Havariler de demişlerdi ki: 'Allah'ın yardımcıları bizleriz.' Böylece İsrailoğullarından bir topluluk iman etmiş, bir topluluk inkâr etmişti. Sonunda Biz iman edenleri düşmanlarına karşı destekledik, onlar da üstün geldiler. (Saff Suresi, 14) "Allah'ın Hz. İsa (as)'a inananları, onu inkar edenler üzerinde galip getireceği; iman edenlerin muhakkak üstün gelecekleri" bildirilmektedir. Ve uhrâ tuhıbbûnehâ, nasrun minallâhi ve fethun karîb(karîbun), ve beşşiril mû’minîn(mû’minîne).
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
SAYIN ADNAN OKTAR'IN İSLAM'IN DÜNYA
HAKİMİYETİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMALARI |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
İslam Ahlakinin Hakimiyeti
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder